27 11 2016 tarihinde, akşam tahminen 19:30 ? 20:10 arası bir saatte annem ve üç yakınımı Bağcılar, İnönü Mahallesinde oturan bir yakınıma bıraktıktan sonra tek başıma yola çıktım. Bana çevre yolunu gösterecek bir tabela ararken tek şeritli ve karşı istikametin olmadığı, yol kenarında arabaların park etmiş bulunduğu, dar sayılacak bir sokakta arkamdan gelen bir araç, beni kurallara aykırı bir şekilde sollayarak takip mesafesi bırakmadan önüme kırdı. Bunun üstüne arka arkaya hızlıca selektör yaparak tepkimi dile getirdim. İlerideki trafik ışıklarına gelince, başka araçların arkasında ve kendisinin sağında durdum. Yirmili yaşlarında görünen erkek şahıs, aracının penceresine doğru başını uzatıp bana sataşmaya başladı. Ne dediğini duymadım. Kendisiyle tartışmaya girmemeyi tercih edip kapı tutamağındaki merkezi kilit düğmesine basarak aracın kapılarını kilitledim ve kendisine hiç cevap vermedim. Bunun üzerine yanlış duymadıysam, ?O zaman atar yapmayacaksın.? gibi bir söz sarfetti. Yeşil ışığın yanmasıyla da önüme geçip frene basarak önümü kesti ve arabasının kapısını açıp, başını bana doğru uzatıp, ?Lan!? diye bağırıp suratında tehditkar bir ifadeyle kabadayılık yaptı. Hem sonradan hakkımı arayabilmek için yargı yollarını kapamamak, hem de yabancısı olduğum ve İstanbulun en nezih bölgelerinden olmadığı bilinen bir ilçede arabasında sopa ya da delici ? kesici alet olmadığını bilmediğim birisiyle tartışmaya girmemek için alttan alınca yapılan kuralsızlığa tepki vermekte haklı olduğum halde tehdit ve terörize edilmiş oldum. 34 KPN 72 plakalı araç koyu renk, muhtemelen siyah ya da koyu lacivert ve muhtemelen, manda kasa tabir edilen en eski nesillerden olmamakla beraber seksenli yılların sonları ila doksanlı yılların ortalarına ait, eski nesil bir Mercedes. Hatchback ya da station vagon olmadığından eminim. Sedan olabilir ama o model yıllarının yayvan coupelerine de benziyor. Olay gerçekleştikten yaklaşık 8 ay sonra yazıyorum çünkü önce hukuka başvurdum ama yasal süreçten sonuç alamadım. Kısaca söylemek gerekirse, hukuk uğradığım gadri üstüne düşmeye değer bulmadı. Oysa vergilerini ödeyen bir vatandaşım ve vergilendirilmiş kazanç, vergi mükellefleri ödedikleri vergiler karşılığında hukuk gibi sosyal devlet unsurlarından yararlanabildiği müddetçe kutsaldır.